İnternet Nedir? İnternetin Sahibi Kimdir?
İnternet; özgürlüğe açılan vadedilmiş topraklar, dünyayı global bir köy yapıp, içindeki her kişiyi eşit yapacak bir devrim, insanların bedava ulaşabilecekleri hizmetler sunan büyük icat Gerçekten internet bu mu dersiniz? Peki bu düzende her şey güllük gülistanlık mı? Sahi kullandığımız internetin sahibi kim?
Teknoloji tarihine çok değil şöyle 50 sene geriye gittiğimizde belki de insanlık tarihinin en devrim niteliğindeki icadı ortaya çıkar. İnternet. Google, Youtube, Facebook ve diğerleriyle günlük hayatımızın merkezine oturan internetin tarihinde kısa bir yolculuk yapalım. Sonra günümüz internet egemenliği meselesine bağlayalım.
İnternet Nasıl Ortaya Çıktı?
Çoğu teknolojik icadın arkasındaki askeri güç ve gereksinimler internetin icadında da kendini gösterir. İnternetin temelini Amerika Savunma Bakanlığı ve bazı Amerikan üniversiteleri tarafından başlatılan bir proje oluşturuyor. Ve bu projeye ARPANET (Advanced Research Projects Authority Net) adı veriliyor. 1969’da başlayan internet serüveni hızla gelişim gösteriyor. 1993’te CERN tarafından www ön eki ile daha önce kısıtlı kullanılan internet teknolojisi kamunun ulaşabileceği şekle getirilir. Ve aynı yıl Türkiye’de de kullanılmaya başlar. Ve sonra bildiğiniz hikâye. İnsanlığın gelişimini değiştiren başdöndürücü hızla etkisini arttırıyor.
Şöyle bir istatistik internetin hızını göstermesi bakımından yeterli olacaktır: Radyo, televizyon ve İnternet’in bulunuşundan 50 milyon kullanıcıya ulaşmak için geçen süre incelendiğinde; radyo için 38 yıl, televizyon için 13 yıl iken, İnternet için sadece beş yıldır.
Veya yakın bir geçmişten örnek verecek olursak son 3 yılda internete ulaşabilen sayısı 3 milyar kişiden 4,5 milyar kişiye kadar yükseldi.
Amerika, Rusya, Çin ve Hindistan’da İnternet
Zaten internet sahiplik savaşlarının, paylaşamamanın nedeni de bu kadar çok insanın internete ulaşmasından kaynaklanıyor. Çünkü ilk başlarda ABD’nin kullandığı ve egemen olduğu internete son 20 yıldır Çin, Hindistan, Rusya da nüfuslarına paralel olarak çok büyük ölçüde kullanmaya ve egemen olmaya çalışıyorlar. Bu sebeple de siber savaşlar devri veya internet egemenliği mevzuu gündemimize geldi. Son 20 yılda Çin ve Rusya gibi ülkeler artık internette kendilerinin de söz sahibi olduğunu Amerika’nın tekelinde bir dünya internet egemenliğini istemediklerini ilan ettiler. Ve internetle ilgili düzenlemelerin ABD eli ile değil ortak birlikler eliyle yapılmasını teklif ettiler. Bu kabul olmayınca da Çin mesela Amerika menşeli Google, twitter gibi uygulamalara kendini kapattı ve kendi internet altyapılarını ve servislerini kurdu. Mesela Çin’de Google yerine Baidu, WhatsApp yerine WeChat gibi Çinli, yerli ve milli uygulamalar var. Hakeza Rusya’da kendi internet altyapısına yatırım yapıyor. Bu durum internet parçalanıyor mu? sorusunu da beraberinde getiriyor…
Tiktok ve Amerika
En son tik tok meselesinde de bu konu yine gündeme geldi. Bildiğiniz üzere ABD Başkanı Trump’a ABD’de ortalama 53 milyon haftalık kullanıcısı bulunan Çin menşeli uygulama TikTok’un, Pekin’e çalışan casus yazılım barındırdığını iddia ederek TikTok’un ABD’de yasaklanmasını ya da ABD’li bir firma tarafından satın alınmasını teklif etmişti. Ve geçdiğimiz günlerde Tiktok’un bağlı olduğu Çinli Bytedance şirketi tehditlere boyun eğerek Amerika’daki fatalitelerini dünyanın en büyük ikinci yazılım şirketi Oracle ve perakende devi Walmart’a devredeceğini duyurdu.
Kim Haklı?
Hal böyle olunca akıllara şu sorular geliyor. İnternet savaşlarının galibi kim ve internetin asıl sahibi kim? Milyarlarca para kazanacak Çinli Tiktok mu yoksa ülke güvenliğini tehdit ettiği gerekçesiyle verilerini koruma altına alan ABD ve devasa teknoloji şirketleri mi?
Günümüzde internete sahip olmak, verilere sahip olmak demek. Verilerle de insanları bir yerlere kanalize etmek mümkün. Bunu ABD seçimlerinde Cambridge Analytica ve Facebook’un insanları nasıl yönlendirdikleri aşikâr şekilde gözlemlendi.
İnternetin Bekleyen Tehlikesi
Uzmanlara göre önümüzde 2 tehlike var. Ya büyük teknoloji şirketleri devletlere boyun eğmeyerek elindeki bu büyük verilerle insanları yönetmeye çalışacak veya ülkelere boyun eğerek internetin yerelleşmesine yol açacaklar. Böyle olunca da ülkeler vatandaşları üzerinde istedikleri gibi yönlendirme yapabilecek ve internetin özgürlük alanı kalmayacak. Bu 2 yoldan da insanlık namına bir yarar çıkması zor gözüküyor.
İnsanlığın bu devrim niteliğindeki icadıyla gelecek yıllarda başı büyük dertte olacağa benziyor. Yine internetin gücünü, sınırlarını ve geleceğini ne devletler ne şirketler ne de insanlar tam manasıyla bilebiliyor. Zira bu sözlerimizi Google’ın da bağlı bulunduğu Alphabet şirketinin başkanı Eric Schmidt’ de destekliyor: İnternet insanlığın icat ettiği halde bir türlü anlayamadığı ilk icadıdır.
“Cittaslow Nedir? Hızlı Yaşamak mı? Yavaş Yaşamak mı? Siz Nasıl Yaşıyorsunuz?” konulu yazıma göz atmak ister misiniz? Tıklayın
Youtube kanalımda yer alan benzer videolara göz atmak ister misiniz? Tıklayın
(276 kez okundu. Bugün 1 kez okundu)