Çöllerin Kraliçesi Gertrude Bell Kimdir?
Bir kadın olan Gertrude Bell Kimdir? : Sarışın, alımlı, güzel ve kışkırtıcı
Bir de bu özelliklerinin yanında Arkeolog, Tarihçi, Yazar ve Seyyah kimliklerinin olduğunu düşünün. İşte böyle bir kadını gözünüzün önüne getirdiğinizde ne iş yaptığını tahmin edebiliyor musunuz? O, Ortadoğu’nun gelmiş geçmiş en iyi casusu. Ortadoğu ülkelerinde hüküm sürmesinden dolayı ona Çöl Kraliçesi deniliyor.
Ortadoğu’nun gelecek yüz yıllık kaderinin belirlenmesinde büyük rol oynayan bu kadın Gertrude Margaret Lowthian Bell idi. Açın haritayı; şu an gördüğünüz haritada Türkiye sınırı başta olmak aşağı Umman’a kadar olan milyonlarca km2’lik Ortadoğu topraklarında yer alan ülkelerin birçoğunun sınırları işte bu kadının o yıllarda hazırladığı haritaların gerçekleşmiş hali.
Peki nasıl oluyor da kadının ikinci sınıf bir kimliğe sahip olduğu dönemin Avrupa’sından böyle bir kadın ortaya çıkıyor.
Yaptığı casuslukların etkisi hala devam etmekte olan Gertrude Bell, İngiltere’nin sanayisini domine eden bir ailenin çocuğu olarak 1868’de İngiltere’de dünyaya geldi. O dönem Victoria İngiltere’sinin en iyi okullarında eğitim aldı. Oxford’da Tarih bölümünde okudu ve Oxford tarihinin en başarılı öğrencilerinden birisi oldu. Normalde dokuz dönem süren Modern Tarih bölümünü beş dönemde tamamladı. Bu rekor başarısını Oxford tarihinde kıran olmadığı gibi kendisinden sonraki 33 yıl boyunca da kırabilen olmadı. Okuldan sonra hayatı boyunca başta Ortadoğu olmak üzere Amerika’dan Avrupa’ya, Uzakdoğu’dan Japonya’ya dünyanın farklı coğrafyalarına keşif seyahatleri düzenledi ve 1926 Temmuz’unun bir gecesi Bağdat’taki evinde ölü bulundu. Kesin olmamakla birlikte intihar ettiği veya politik sebeplerden dolayı öldürüldüğü yönün de iddialar da var.
Peki ama, onu çöllerin kraliçesi yapan özelliği ne idi?
İşte idealist bir kadının, inandığı davası uğruna -ki bu dava bizim aleyhimize olsa da, etkilerini hala çekiyor olsak da; uğruna onca meşakkate katlanan bir kadının hikayesi bu.
Belki ömrü boyunca İngiltere’de çok rahat bir hayat sürebilirdi. Ama o zor olanı seçti. Evet okuduğum kaynaklar bunu gösteriyor. Kendi seçimi oldu bu hayat. Gittiği her yerde çadır kurup aylar süren meşakkatli çalışmalarıyla çöllerde Ortadoğu’yu karış karış dolaşan İngiliz kadınının bu azmi, elbette ki sadece mesleği olan arkeoloji için değildi. Gertrude Bell’in arkeolog ve tarihçi kimliği, siyasi ajan kimliğini örtmesi için sadece bir vasıtaydı. Çünkü o yaptıklarıyla Ortadoğu Şeyhleri ve Kralları belirleyen kadın oldu.
Gertrude Bell, uzun yıllar o zamanlar Osmanlı Coğrafyasına bağlı olan Ortadoğu’da, devletin durumunu yakından inceleyip bilgiler topluyor, Osmanlı halkının etnik kökenleri ve mezheplerinin raporlarını hazırlıyordu. Hangi aşiretlerin devletin yanında yer aldığı ve hangilerinin isyana meyilli olduğuna dair ayrıntılı dosyalar derlemişti. Hatta Suriye’de Dürzîlerle Osmanlı’ya karşı iş birliği yaparak onları isyana teşvik etti. Petrolün menbaı Musul-Kerkük-Erbil ve Süleymaniye bölgelerindeki aşiretleri dolaştı, bölgenin hem coğrafi hem dini hem de etnik haritalarını çizdi.
Ortadoğu Sorumlusu Gertrude Bell
Bölgeyi o kadar iyi tanır hale gelmişti ki, çizdiği haritalar ve merkeze gönderdiği istihbarat bilgileri, İngilizlerin o dönemde Irak’ı işgal etmesine büyük fayda sağladı. Bağdat ve Basra’da, Mezopotamya Seferberlik Güçleri’ne katılarak Osmanlı birliklerine karşı mücadele etti. Osmanlı ordusu Kutü’l-Amâre’de İngiliz birliklerini yenilgiye uğrattığında, cepheye giderek Osmanlı’ya karşı savaşan bir kadındı o. 1917’de Bağdat İngilizlerin eline geçince, İngiliz istihbaratının Ortadoğu sorumlusu oldu.
Arapları ’da Osmanlı’ya karşı isyana teşvik eden ve bunda başarılı olan da Gertrude Bell’di. Hatta bu isyanlarda Ortadoğu’da çiçeği burnunda olan bir başka casus Lawrence’ı kullandı. Hatta Lawrence o kadar iyi bir casustu ve Arapların içine o kadar iyi sızmıştı ki Britanyalı olmasına rağmen Arabistanlı Lawrence diye yazdı tarih onu. Gertrude Bell, Lawrence için hatıralarında “Manevi oğlum” diye yer verdi. Evet yanlış duymadınız Lawrence Gertrude Bell’in halefiydi ve hepimizin ismini bir şekilde duyduğu o meşhur Lawrence, onun çizdiği Ortadoğu planını devam ettiren kişi oldu.
Hatta Gertrude Bell bir dönem Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu bölgelerine ziyaretlerde bulunmuş ve ayrıldığı her bölgede isyanlar gerçekleşmiştir.
İşte Gertrude Bell, bu zorlu seyahatleriyle Ortadoğu’nun en mahrem bilgilerini öğrenip, bunları derleyerek çok sevdiği ülkesinin bölgeyi yönetmesine ciddi katkılar sağlayan bir kadın casus olmuştur. Gertrude Bell öyle güzel ve etkili işler çıkartmıştır ki; İngiltere’nin Ortadoğu’nun kaymağını yemesini sağlamıştır.
Sonuç
Burada anlatmak istediğimiz bir casusun başarılarla dolu bir hikayesi değil tabi ki. Dikkate şayan olan kısım, vazifesini yüklenmiş ve misyonuna sadık hırslı bir kadının -bu erkek veya bir çocuk bile olabilir- devletlerin ve milletlerin geleceğini etkileme potansiyelidir. Bir kişinin şahsi menfaatlerini bir kenara koyarak devleti ve milleti için neler yapabileceğini göstermesi açısından Gertrude Bell’in hayatı öğrenilmeye değerdir.
Kaynakçalar
“Britanya’nın Ortadoğu Politikası ve Gertrude Bell” konulu Samet Yüce tarafından hazırlanmış yüksek lisans tezinden faydalandım
Yedikıta Tarih Dergisi “Irak Sınırını Çizen Kadın” konu başlıklı Ağustos 2014 sayısından faydalandım.
Anlatımda kullandığım görselleri arşivden, sahneleri ise “Çöl Kraliçesi” isimli filmden edindim.
(753 kez okundu. Bugün 1 kez okundu)