Konfüçyüs Kimdir?
Size öğretmen olmak ister miydiniz veya ister misiniz desem… Bir çoğumuz acaba diye sorarız değil mi kendimize. Bir düşünürüz şöyle.. Şu an öğretmen olmak için tabi okumak gerekiyo, sınavlara girmek gerekiyor, bol bol ders çalışmak gerekiyor, dahası; bulunduğumuz yeri terkedip bir çalıkuşu misali başka başka memleketlerde eğitim vermenin bedellerini ödemeyi göze almış olmamız gerekiyor, doğal olarak. İşte tüm bu tedirgin düşüncelerin altında yatan şey aslında öğrenmeye ve öğretmeye olan bakış açımızla alakalı.
Konfüçyüs’ün Asıl İsmi
İşte size bugün, dünyanın ilk gezgin öğretmeninin hikayesini anlatıcam. İsmi Qui. Hem de bu işin okulunu okumamış, babasını 3 yaşındayken kaybetmiş ve yoksul bir ailenin çocuğu olarak hayata gözlerini açmış. Tüm bunlara rağmen annesinden henüz 6 yaşındayken hem okumayı hem yazmayı öğrenmiş. Sonrasında da 6 yıl kadar dedesiyle birlikte yaşamış ve dedesi ona tüm bildiklerini öğretmiş.
Hatta dedesi ölüm döşeğindeyken; “Bu çocuğun bilgisinin genişliği benim bilgimi aştı. Ondan büyük bir adam olacak” der. Dedesinin öldüğünde Qui henüz 20 yaşındadır. Bir süre memurluk yapmayı dener fakat onu orda çok barındırmazlar ve koca Çin’ı 13 yıl boyunca adım adım gezmeye karar verir.
Konfüçyüs Ne Anlama Gelmektedir?
Bu seyahatlerinde yaptığı tek bir şey vardır o da her gittiği yerde insanlara bir şeyler öğretmek, onlara değer katmak için çabalar. Qui’nin kendisine edindiği amaç; ideal insanlardan meydana gelen ideal bir toplum oluşturmaktır. Yani insan kendisini en iyi şekilde geliştirmeli ve eğitmeli ki ortaya erdemli ve ahlak sahibi bir toplum çıksın. Evet tek amacı buydu. Ve bu yüzden 13 yıl boyunca Çin’in çeşitli bölgelerinde insanlara bildiklerini anlattı. Binlerce öğrencisi oldu. Onun bu bilgeliği karşısında insanlar ona Latincede Üstad ve Filozof anlamına gelen Konfüçyüs demeye başladılar.
Konfüçyüs sonra bir şey farketti. İdeal bireyler ideal bir toplumu ortaya çıkarır evet, ama o toplumu yöneten devlet yöneticileri de ideal olmalı ki; korkuyla ve baskıyla yönetilen bir devlet değil, halkıyla anlaşmada bulunarak ortak iradeyi savunmalı, adil ve dürüst olmalı ki insanların güvenini kazanmış bir yönetim modeli ortaya çıksın.
İşte Konfüçyüs’ün bu düşüncesi modern demokrasinin bir adımı olmuştur. Zira bu düşüncesinden dolayı ilerde ona Çin’in Sokrates’i diyeceklerdir.
Bu yüzden dönemin hanedanlıkları Konfüçyüs’ü devletten mümkün olduğunca uzak tuttular. O da bunu kabullenmiş olmalı ki; gençleri politik görevlere hazırlayabilecek şekilde eğitmeye başlar. Onlara devlet yönetimi başta olmak üzere, devletin halkla olması gereken ilişkisini, iyi bir insan ve iyi bir yönetici olabilmenin sırlarını öğretti.
Öncelikli iş olarak; yüzlerce yıllık Çin tarihinde yaşamış tüm filozof ve bilginlerin el yazmalarını bir araya getirerek öğrencileri ile bunları kitaplaştırır. Çünkü Konfüçyüs; yıkılmaya yüz tutmuş ve aynı zamanda yozlaşmış olan Çin medeniyetinin devamının tek yolunun; geçmiş tecrübeler ve bilgiler ışığında halkın ve yönetimin yeniden eğitilmesidir diyordu. Tüm öğretilerini bu düstur üzerine kuran Konfüçyüs; “Ben eskiye inanan biriyim, bir kurucu değil aktarıcıyım” diyerek misyonunu ortaya koyuyordu.
Yaşarken hayatı neredeyse tamamen öğretmenlik yapmakla geçen Konfüçyüs 72 yaşında ölür. Hayattayken ortaya koyduğu eserler ve yetiştirdiği öğrenciler zamanla devlet yönetiminde söz sahibi olurlar ve Konfüçyüs’ün öğretileri memurluk sınavlarında sorulmaya başlanır.
Yani devlet kademelerine girecek herkes Konfüçyüs’ün öğretilerine çalışmak zorundadır. Çünkü onun öğretilerinin amacı; bilgi, samimiyet, şahsi hayatı geliştirme, ailede ve sosyal ilişkilerde uyum, adaletli dürüst ve ortak akıl anlayışıyla devlet yönetimi ve dünya barışını sağlamak üzerine kuruluydu. Konfüçyüs’ün bu öğretilerine olan ilgi o kadar arttı ki, Konfüçyüs bir din adamı olmadığını ve yeni bir din getirmediğini söylemesine rağmen Konfüçyüs öğretileri bir din gibi görülmeye başlandı.
İsmine mabedler mi yapılmadı, kurbanlar mı kesilmedi. Hatta Çin imparatorluğu Konfüçyüsçülüğü resmi ve milli bir din ilan etti.
Bu etki tam 2 bin yıl sürecek bir etkinin başlangıcıydı. Bu 2 bin yıllık süreçte Konfüçyüs’e sadece imparatorlara verilen Şeref ve Paye verildi. Miladın ilk yılı yani bulunduğumuz 2 bin yılının ilk yılı olan M.S 1. yılda Dük unvanına layık görüldü.
Bundan 500 yıl sonra da Saygıdeğer İyi Yetişmiş Bilge unvanı verildi. Bir yüzyıl daha sonra Konfüçyüs’ün gezgin öğretmenlik yaptığı dönemde eğitim verdiği noktalara mabedler yapılması emredilerek En Büyük Muallim unvanı da verildi. Bu unvanların dozu öylesine arttı ki daha sonraki yüzyıllarda Prens, Bilge Kral, Kusursuz Büyük İnsan ve nihayet resmi olarak İmparator unvanına kadar yükseltildi.
Gelelim bizim yüzyılımıza. Henüz 100 yıl önce Çin imparatoru tanrılar için kesilen kurbanların aynısının Konfüçyüs için de kesilmesine dair ferman yayınladı. 1934 yılında ise Konfüçyüs’ün doğum günü olan 27 Ağustos Çin’de ulusal tatil günü olarak ilan edildi.
Fakat 15 yıl sonra yani 1949’da Yeni Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla Konfüçyüs’ün eserleri yakıldı ve yok edilmek istendi.
Ancak tüm bunlara rağmen Konfüçyüs ölmüş olsa dahi öğretileri Çin’de tam 2 bin yıl hüküm sürmüştür ve günümüzde de dünyanın gelmiş geçmiş en etkin 10 ismi arasına girerek adı tarihe silinemeyecek şekilde kazınmıştır.
Konfüçyüs’ün Son Sözleri
Tabiri caizse gün yüzü görmeyen, hayatını; milletine bilgiyi ve bilgeliği öğretmek için adamış olan Konfüçyüs 72 yıllık hayatını şöyle özetliyordu.
“15 yaşında kendimi öğrenmeye verdim. 30 yaşımda irademe sahip olabildim. 40 yaşında şüphelerden uzaklaştım. 50 yaşında tanrının emrini öğrendim. 60 yaşında seziş yoluyla her şeyi kavradım. 70 yaşında doğru olan şeylere zarar vermeden kalbimin isteklerini yerine getirebildim.”
Kaynakçalar:
“Dünyanın En Etkin 100 İsmi” isimli kitap
Prof. Dr. Ahmet Güç’ün “Konfüçyüs ve Konfüçyüsçülük” isimli makalesi
Dr. Selahattin Fettahoğlu’nun “Konfüçyüs ve Öğretisi” isimli makalesi
Giyotinle İdam Edilen Kimyanın Babası’nı tanıyor musunuz? Tıklayın
Youtube kanalımdaki diğer videolarıma göz atmak ister misiniz? Tıklayın
(449 kez okundu. Bugün 3 kez okundu)